11 Ocak 2013 Cuma

Mor, kelebek, korku

Özene bezene seçmiş Lythrial arkadaşımız bunu. Umarım bununla ilgili bir hikayesi yoktur. Çünkü benim yazacaklarımdan nefret edebilir :p etmez ya ne takacak o :D olsun. Olmasın. Ne yazıcam lan ben?!



Kozasından yavaş yavaş çıkmaya çalışıyordu. Aslında elinden geleni yapıyordu. Ancak bu iş hiçte kolay değildi. Kozasını sonunda açabilmişti. Kanatları olduğunu fark etti. Acaba bunlar ne işe yarıyorlar diye düşündü. Kozasından koptu ve aşağıya doğru düşmeye başladı. Ve birden kanatlarının ne işe yaradıklarını anladı. Uçabiliyordu. Ancak ne hızlı ne de yavaş bir uçuştu bu. Ahenkli ve ritimli bir şekilde süzülüyordu rüzgarın yolunda. Ormanın içerisindeki diğer hayvanları gördü. Herkes iç içeydi. Havada uçuşan ve kendisine benzeyen canlıları gördü. Bunlardan bir tanesine pür dikkat kesildi. Ve ona karşı bir his doğdu içine. Ne olduğunu anlayamadı. Bu yaşamda daha yeniydi. Bir çiçeğe ayaklarını koydu ve içi garip oldu. Bir şeylerin tadını almayı öğrendi. Kanatlarını çırptı ve dolaştı...

Aradan günler geçti. Bir çok kelebek gördü. Ancak çoğu doğduğu gibi ölüyordu. Ve hiçbirinin rengi kendisininkine benzemiyordu. Mor. Bu yüzden kendisini yalnız hissediyordu. Bazen sonsuza kadar yaşayacağını ve etrafındaki her şeyin çürüyüp gideceğini düşünürdü. Lanetlendiğinden korkardı. Daha fazla yaşamak istemezdi.

O güne kadar hiç görmediği bir canlıyı gördü. Onu gördü çünkü o canlı tarafından kovalanıyordu. Bu canlıyı ormandaki diğer hayvanlardan duymuştu. İnsan deniliyordu onlara. Başlarda eğleniyordu. İnsan da mutluydu. Ancak koşmasına fazla odaklanmış olacak ki yer de duran ağaç kökünü fark edemedi. Köke takıldıktan sonra önünde duran ağaca çarpmak üzere havada süzüldü. Çocuğu korku sardı. Zarar görmek, ölmek istemiyordu. Ancak korkulan oldu. Ağaca çarptı. Yere düştü.

Kelebek bu olanların farkında değildi. Hâlâ kovalandığını sanıyordu. Çocuğun yüzü ve elleri morarmaya başladı. Çünkü yerde duran taş akciğerine zarar vermişti. Nefes alamıyordu. Kelebekse artık yorulmuştu ve bir ağaç dalına kondu. Etrafta insanı göremedi. Bir süre soluklandıktan sonra insanı aramaya koyuldu. Ona bunu daha sonra tekrar yapmak yapalım diyecekti. Ancak onu bulduğunda gördüğü manzara ile şoka uğradı. Çocuk mosmor bir şekilde yerde yatıyordu ve üzerine bir kaç hayvan üşüşmüştü. Kendini gerçekten hiç sevmiyordu. Her şey o lanetli morun suçuyudu. Artık canına tak etmişti. O da ölecekti. Zaten fazla bile yaşamıştı!

Bu düşünceler ile boğuşurken kendisine benzeyen bir canlı gördü. Ona karşı bir his uyanmıştı içinde... Bu hisi tecrübe ettiğini hatırladı. Bu hissi ve bu canlıyı biliyordu. Ancak anlamıyordu. Başını çevirdi ve çocuğun ağzına doğru süzüldü. Diğer canlıların kendisini fark etmeden yiyeceği o anı bekledi. Bunu hak ettiğini düşünüyordu. Çiğ çiğ yenmeliydi. Etrafa saçtığı korkunun kefaretiydi. Beklediği oldu ve hayatı sona erdi...

Hiç yorum yok: