11 Ocak 2013 Cuma

Ağaç yağmur duvar

Soyutsal coşmak istiyorum dediğim Candan bana bu kelimeleri verdi. Tahminimce ilk gördüğü iki şey yağmur ve ağaç idi. Duvara da yaslanıyor olabilirdi. Olmayabilirdi. Bilmiyorum. Değişir bunlar.
Bu sefer bir şeyler çıkartamayacağım gibime geliyor da bakalım. Gerçi ben yağmuru çok severim ve tüm konu yağmura kayabilir.



Yürümeyi ve oturmayı pek sevmezdi. Ya uzanacak ya da yaslanacaktı. Başka türlü rahat edemiyordu. Sırtını üşütmeyen ve acıtmayan bir duvar bulmuştu kendine. Bir ağaç da rüzgarı engelliyordu. Rahattı ve tek istediği şey ise rahatlamak ve rahatlatmaktı. Gitti ve duvara yaslandı. Kendini düşüncelere teslim etti.

Ne yaşantısından memnundu. Ne yaşananlardan. Belki de onu rahatlatan tek şeydi yağmur. Yağmur tertemizdi. Yağmurun vücudundan dolaşmasını da seviyordu. Aşk dedikleri şey belki de buydu. Birinin yanında rahat hissetme. Dostlarınla rahat hissedebilirsin ancak bir kişiyi her zaman önemli kılarsın. Bu inanma ihtiyacına benzer bir şey. Hiç kimse yanında olmasa bile birinin orada olduğunu bilmek. Seni her zaman dinleyeceğini bilmek. Cevap vermese de kalbinde bir sıcaklık hissetmek...

Hepsi saçmalıktan ibaretti. Beyin. Beyinden korktuğu kadar ona hayrandı da. Düşünceleri o üretiyordu. Belki de insanlar böyle sanıyordu. Hiç bir şeye anlam veremiyordu. Tüm bu düşünceler içerisinde karmakarışık bir labirentin içerisindeyken, yanında durduğu ağacın yaprağından akan bir damla su onu kendine getirdi.

İşte yağmuru sevmek için bir başka sebep! Onu labirentten çekip almıştı bir yağmur damlası. Ve artık kendini yağmura bırakmıştı. Bedenine gelen damlalara. Yere çarpınca çıkan sese. Yanağından süzülen suların dudağına okşamasına... İstediği şeyi biliyordu. Su birikintisi olup buharlaşmak ve bu anlamsız hayatta, sorunlarla debelenen insanları bir an olsun rahatlatabilmek... Onların da bu güzelliğin farkına varabilmesini sağlayabilmek... Bir anlığına onları koşuşturmacalarından çekip etrafı görmelerini sağlayabilmek... Yağmuru ve diğer güzellikleri onlara anlatabilmek!..

Hiç yorum yok: