14 Şubat 2013 Perşembe

kedi portakal kent

Tutturuuuuuuuu :) aldım kelimeleri Özge'den ve başlıyorum yazmaya. Umarım kötü olmaz. Yani hep kötü de en azından Özge umarım beğenir.

Çaresizce ve elinden geldiğince hızlı bir şekilde koşuyordu. Arkasından kovalayan üç köpekte birbirinden vahşiydi. Artık yorulmaya başlamıştı. İlerde bir ağaç gördü ve ağaca tırmandı. Bir süre o ağaçta beklemeye koyuldu. Aşağısı gitgide köpek doluyordu ama kedi sürüsü bunu fırsat bilip köpeklere pusu yapacaktı. Bir anda ortaya çıkan kediler, köpekleri şoka uğrattı. Biraz önce deli gibi havlayan köpekler şimdi mıymıy ses çıkartıyordu. Korku köperklerin bütün tüylerine yayılmıştı. Yapacak tek şey vardı o da kaçmaktı. Kediler bir kaç köpeğe zarar verebildiler ama onları daha fazla kovalamadılar. Durumu hemen KediKral'ına ilettiler. Artık işler zıvanadan çıkmaya başlamıştı. Bu böyle gidemezdi. Artık bu konu hakkında bir şeyler yapılmalıydı. Son zamanlarda köpeklerin ardı arkası kesilmeyen bu haddini bilmez davranışları artık sınıra ulaşmıştı. Hemen kraliyetin önde gelen kedilerinin de katılımıyla bir toplantı düzenledi. Bu olayların yaşanma sebebini en ince ayrıntısına kadar araştırdılar ve buldukları sonuç enteresandı. Buna inanmak istemediler ve muhtemelen yanlış bir sonuca vardıklarını düşündüler. Çünkü söylentilere göre kedilerin korkunca, ödleri koparmış ve bu ödlerinden üç minyatür portakal düşermiş. Köpeklerin inandıkları şey buymuş. Bu üç portakal Köpeklerin mirasıymış. Geleneksel olarak bu portakallar yeni varise geçermiş. Bir önceki varis erken yaşta ölmüş. Sadece köpeklerinden önde kelen kişilerinin bildiği bir şey olduğu için bunlarla ilgili bir kayıt tutulmamış. Bu yüzden gerçek tam olarak bilinemiyormuş.

Toplantı sona erdikten sonra bu saçmalığa bir son verilmesi için hemen köpeklere bir elçi yollandı. Köpek ve kedi kentlerinin arasında kalan ve yıllardır boş olan bir başka kentte kedilerin ve köpeklerin en iyi şovalyeleri birbirleriyle dövüşecek ve kazananın istediği olacaktı. Köpekler tarafından bu kabul edilmişti.

Dövüş zamanı gelmişti. Kalabalık sustu ve büyük çatışma başladı. Kedi tıslıyor köpek havlıyordu. Köpek birden kediye atıldı ancak kedi bunu rahatlıkla atlatıp tırnaklarını köpeğe geçirdi. Köpek bir kurt gibi uludu ve kediyi savurarak üzerinden attı. Kedi afallamaktayken hızlıca atağa geçerek onu köşeye sıkıştırdı. Havlıyor, korkutucu şekilde nefes veriyor, kediyi korkutuyordu. Kedi ağzını açtı ve "Bunu neden yapıyorsunuz? diye sitemli bir şekilde sordu.
"Ben bana verilen emri sorgulamadan yaparım" diye cevapladı köpek. "Bunu yapmaktan zevk alıyorum."
Köpeğin bu tavrı kediyi çok korkutmuştu ev kedi korkudan ölmüştü. Ama beklenildiği gibi portakal falan düşmemişti. Köpek onurlu bir şekilde dövüşü kazanmıştı ve şimdi köpeklerin isteği olacaktı. Ama kediler bunu yediremeyerek meydana saldırdılar. Bunu gören köpeklerde meydana atıldılar. Büyük bir muharebeden sonra herkes kendi tarafına çekildi. Ama aralarındaki bu anlaşmazlık sonsuza kadar devam etti.

Hiç yorum yok: