6 Şubat 2013 Çarşamba

AT, Kulaklık, Korsan

Şimdi AT ne ulan diyebilirsiniz ama adam "The AT one" olduğu için içine atlık işlemiş yani. MalihulyAT! verdi kelimeleri bizde bir şeyler yapacağız artık. Çok absürd olacak kusura bakmayın.

O bir at kaçakcısıydı. Bütün dünya bu mesleği ondan öğrenmişti. At korsanı dediler. At hırsızı dediler. At herif dediler. Atları kaçırıyordu ve kimse daha sonra o atlara ne yaptığını bilmiyordu. Sizde televizyonlarınızın başından bir an olsun başınızı kaldırıp gökyüzüne doğru kulağınızı uzatırsanız kişneyen atların sesini duyabilirsiniz.

Beraberinde getirdiği atlarla beraber harekete geçti. Hedefinde iki tane at vardı ve bu atlar öyle sizin bildiğiniz atlara benzemezdi. Atlardan birinin tüm vücudunda toplam 64 tane boynuz vardı. Bir diğer at ise kulaksızdı. Bu yüzden yanında o atın kulağını koyduğu bir kulaklık da vardı. Ama ilginçtir ki bu kulakl çok büyüktü ve haliyle kulaklık da. Her yerde bu kulağın sahibi atı arıyordu. Her bulduğu atın önce bir kulağına bakardı kulak var mı diye bir de ata bakardı aradığı kulaksız bu mu diye. Öncelikli hedefi 64 boynuzlu atı bulmaktı çünkü rivayete göre 64 boynuzlu atın on boynuzunda kulaksız atın yerine dair bilgiler vardı. Boynuzlu atın yerini tespit etmişti ve onu pusuya yatırdı. Yanındaki onlarca at ile boynuzlu ata saldırıp onu da ele geçirdi ve bir kaç elf sözü söyleyip onu sakinleştirerek uyuttu. Uyuttuktan sonra boynuzlarını yavaşca koparmaya başladı. İlginçti ki bir külah gibi kırılganlardı ve boynuzları kırmaya atın eyer konulan kısmından başladı. Boynuzlardan çıkan kağıtların birinde; "Efsaneye göre bir at korsanı gelecek ve bu atı daha üstün bir amaç kullanacak!" yazıyordu. Diğer sekiz kağıtta ise 64 boynuzun anlamı ve bu sayının sebebi yazıyordu ancak çok uzun olduğu için kağıtı bir kenara fırlattı. Sonunda son kağıdı bulmuştu. Bu kağıtta atın yeri yazıyordu. Atın sadece alnında bir boynuz kalmıştı. 64 boynuz olmuştu tek boynuz. Tek boynuzlu atına binip dört nala koşarken elinde bulunan kağıdın at dışkısından yapıldığının farkına vardı. Tam atacakken böyle bir şeyin çok normal olduğunu düşündü ve yoluna devam etti. Yerin dibine doğru yol almaya başladı. Allah'ın atının yerin dibinde ne işi vardıysa o da muallaktaydı. Eğer biri ona şaka yapıyorduysa onun da atının cılkını çıkaracağına dair yemin etti. Yerin altmış dört bin kilometre derinliğinde kulaksız atını bulacağını düşünürken kanatsız bir at buldu. Kulaklığındaki kulağı çıkartıp aslında taşıdığı şeyin kulak değil kanat olduğunu anladı. Tek kanatlı bembeyaz ata yanında olan kanatı da dikip tam gaz gökyüzüne doğru uçtu. Tüm atları sakladığı at evrenine geçmek üzere at geçidinden geçti ve at diyarının at kralı olmak için vaad ettiği iki atı getirmişti. Artık at topraklarının "The AT one" ünvanlı kralıydı...

Hiç yorum yok: