29 Mart 2013 Cuma

Araf- Hüzün - Papatya

Araf takıntısıyla bilinen :P glikoza-chan(kawai :p) verdi bana kelimeleri. Bu sefer öldüreceğim birilerini nihoho

Gözlerini açmakta zorlanmasına rağmen onların orada olduğunu hissediyordu. İşte ilk dostu oradaydı. Ölüm ve yaşam üzerine hiçbir takıntısı bulunmayan ve hayatı oluruna bırakan ilk dostu. Onu her zaman ilginç bulmuştu. Ölsem üzülür müydü diye düşündü. Yüzünde belirmeyen ama derinlerde bir yerlerde acısını belli eden bir gülümseme tavrına büründü acı içinde açılmaya çalışan gözleri. Bir diğer dostu vardı onun yanında, sürekli yaşamdan sonrasını düşünen ve bu yüzden hayatında hep doğru bildiği şeyleri yapmaya çalışan dostu. Gözlerinin önüne bu ikilinin hayat ve sonrası hakkındaki tartışmaları geldi. Biri hayatın ciddiye alınmamasını söylerken bir diğeri de hayatın sınav olduğuna dair bir şeyler söylüyordu ve bu ikisini izlemek kadar keyifli bir şey daha bilmiyordu bu hüzünlü gözler... Ailesi yanındaydı bir de. Dostları olarak gördüğü ailesi. Zaten başka da kimse yoktu gelen. Başkasına da ihtiyacı yoktu zaten. Artık son demlerindeydi yaşamının. Gitme vakti gelmişti ama kalmakta istiyordu haliyle. Arkasında bırakmak istemediği dostları vardı. Hemşire girdi bu sırada içeriye ve sildi çapaklı gözlerini bu yorgun adamın. Bir ışık parladı sanki de yaktı gözlerindeki pası, kiri. Şimdi son son bakıyordu sevdiklerine ve daima seveceklerine. Gitmeden son kez düşündü hayatını ve geldi film şeridi gözlerinin önüne. Artık gelmiş miydi geçmenin zamanı, yoksa geçmiş miydik çoktan bu kıldan ince köprüden? Gitmek ve kalmak arasında kalması ona arafı da hatırlatıyordu haliyle. Baktı inançlı dostuna bu fikirle. Gördü dudaklarından dökülen kelimeleri ve bu kelimeleri taşıyan harf trenini. Tren sağından gelmeye koyuldu ve girdi kulağına. İyi dilekler vardı bu trende bir kaç dua ile birlikte. Başını trenin geldiği yöne doğru çevirince gördü papatyayı ve gözlerinin önünde ikinci bir film canlandı. Daha bitmemişti seri belli. Yaşananlar bu kadar kısa süremezdi. Belki de gerçekten arafın pençesinde ve hüznün yüreğindeydi şu an. Bir karar vermeliydi ne yazık ki ve gitmeyi seçti bu yorgun beyefendi. Gitmeyi seçti yorgun beyni ve son bir güçle sallandı hoşçakal diyen eli...

Hiç yorum yok: